Kur'an-ı Kerim'de: "Ey iman edenler!.. Sizden evvelki
(ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz
kılındı). Tâ ki, korunasınız"(Bakara Suresi.183) hükmü beyan
buyurulmuştur. Oruç'un Hicret'ten sonra "Farz" kılındığı hususunda
ittifak vardır. Sahih olan rivayete göre; Bedir Savaşı'ndan kısa bir
süre sonra farz kılınmıştır.(6) Hz. Aişe (r.anha) validemizden
rivayete göre; Resûl-i Ekrem (sav) daha önce Aşûre orucuna devam
buyurmuştur. Hz. Muaz b. Cebel (ra)'den rivayet edilen bir habere göre
de; Medine'de her ay üç gün oruç tutmuş ve bunu ashabına da tavsiye
etmiştir. İmam-ı Merginani: "Şüphesiz ki; Ramazan ayında oruç tutmak
farzdır. Çünkü Allahû Teâla (cc): "Sizin üzerinize oruç farz kılındı"
buyurmuştur. Ayrıca farziyeti hususunda icmâ teşekkül etmiştir. Bundan
dolayı Ramazan orucunun farziyetini inkâr eden kâfir olur"(7) hükmünü zikretmektedir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi"(8) buyurduğu bilinmektedir. Malûm olduğu üzere oruç; mükellefi her türlü şehvetten alıkoyan ve ihlâsı artıran bir ibadettir. Açlığa, susuzluğa ve nefsin diğer arzularına boyun eğmemek ve direnmek açısından da oldukça önemlidir. Allahû Teâla (cc)'ya iman eden ve O'nun uğrunda cihad'a karar veren mü'min oruç ibadeti ile kuvvetli bir iradeye sahip olur. Hicrî Takvim; ayın hareketlerine göre değiştiği için, her yıl diğerine nisbetle on veya onbir gün önce gelir. Dolayısıyla insan bazen (-30) derecede, bazen de (+40) derecede oruç tutar. Bu bir anlamda mükellefin "Dondurucu bir soğukta ve kavurucu bir sıcakta dahi, Allahû Teâla (cc)'nın emirlerine uymaya hazırım" taahhüdünde bulunmasıdır. Ayrıca bir ay süre ile; nefsinin bütün şehvetlerini terketmesi oldukça önemli bir hadisedir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Oruç bir kalkandır. Oruçlu kem (kötü) söz söylemesin. Oruçlu, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa "Ben oruçluyum" desin.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi"(8) buyurduğu bilinmektedir. Malûm olduğu üzere oruç; mükellefi her türlü şehvetten alıkoyan ve ihlâsı artıran bir ibadettir. Açlığa, susuzluğa ve nefsin diğer arzularına boyun eğmemek ve direnmek açısından da oldukça önemlidir. Allahû Teâla (cc)'ya iman eden ve O'nun uğrunda cihad'a karar veren mü'min oruç ibadeti ile kuvvetli bir iradeye sahip olur. Hicrî Takvim; ayın hareketlerine göre değiştiği için, her yıl diğerine nisbetle on veya onbir gün önce gelir. Dolayısıyla insan bazen (-30) derecede, bazen de (+40) derecede oruç tutar. Bu bir anlamda mükellefin "Dondurucu bir soğukta ve kavurucu bir sıcakta dahi, Allahû Teâla (cc)'nın emirlerine uymaya hazırım" taahhüdünde bulunmasıdır. Ayrıca bir ay süre ile; nefsinin bütün şehvetlerini terketmesi oldukça önemli bir hadisedir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Oruç bir kalkandır. Oruçlu kem (kötü) söz söylemesin. Oruçlu, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa "Ben oruçluyum" desin.
Ruhum
yed-i kudretinde olan Cenab-ı Hak'ka (cc) yemin ederim ki; oruçlu ağzın
(açlık) kokusu, Allah indinde misk kokusundan daha temizdir.
Cenab-ı
Hak (cc) buyurmuştur ki; "Oruçlu kimse benim (rızam) için yemesini,
içmesini, cinsi arzusunu bırakmıştır. Oruç doğrudan doğruya bana edilen
(riya karışmayan) bir ibadettir. Onun (sayısız) ecrini de doğrudan
doğruya ben veririm. Halbuki başka ibadetlerin hepsi on misliyle
ödenmektedir""(9) buyurduğu bilinmektedir.
.............................................................................................:
(6)
Mecmûat'u't Tefasir İst: 1970, Çağrı Yay. C: 1, Sh: 257, (Haazin böl.).
Ayrıca İbn-i Kesir - Tefsirû'l Kur'an'il Azim - Beyrut: 1969, D. Marife
C: 1, Sh: 213.
(7) İmam-ı Merginani - El Hidaye şerhû Bidayetü'l Mübtedi - Kahire: 1965, C: 1, Sh: 118.
(8) Sünen-i Nesai - İst: 1401, Çağrı Yay. C: 4, Sh: 167, (K. Savm: 43)
(9)
Abdi'l Latifi'z Zebidi - Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih
tercemesi ve şerhi - Ankara: 1974 (3 bsm) C: 6, Sh: 248, Had. No: 897.